'AB'nin, Cumhurbaşkanı'mızın katıldığı liderler zirvesi yapmaya ihtiyacı yok mudur? Ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır'

featured

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.

Dış politikada son günlerde yaşanan gelişmelerin hatırlatılmasının ardından “Küresel sistemde neler yaşanıyor, biz ne yaşıyoruz, nasıl etkileniyoruz?” sorusu üzerine Çelik, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin değiştiğini, yerine ne geleceği konusunun ucunun ise halen açık olduğunu söyledi.

Dünyanın daha belirsiz bir dönem içerisine girdiğini ve herkesin kendi güvenliğini garantiye almak için elindeki bütün imkanları seferber ettiğini dile getiren Çelik, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın doğrudan Avrupa’nın toprak bütünlüğünün tehdit edilmesi olarak görüldüğünü kaydetti.

Gelinen noktada Avrupa’nın, herhangi bir inisiyatif oluşturmakta tek başına önemli bir performans ortaya koyamadığını belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Türkiye niçin burada pozitif olarak ayrıştı? Türkiye, Montrö Sözleşmesi’ni uygulayarak savaşın Rusya tarafından başka alanlara yayılmasını engellemiş oldu, barıştan yana bir irade ortaya koymuş oldu. Rusya’ya dönük bilinen yaptırımlara katılmayarak da bir müzakere masasının sağlam bir biçimde ortada durmasını Türkiye sağlamış oldu. Cumhurbaşkanı’mız burada aslında Türkiye’nin hak ve menfaatlerini gözeten bir irade ortaya koyarken aslında Avrupa açısından da bir müzakere kapısının imkanlarını göstermiş oldu. Ama maalesef şu ana kadar gelinen noktada Türkiye ile bu şekilde bir yakınlaşma ortaya koyarak bir diplomasi performansı geliştiremedi.”

AB ülkelerinin Rusya-Ukrayna Savaşı’nı Türkiye’nin olmadığı bir masada tartıştığına dikkati çeken Çelik, “Türkiye, AB üyesi olmasa da AB’ye aday bir ülke. Cumhurbaşkanı’mızın olmadığı bir masada Avrupa liderlerinin Ukrayna meselesini konuşuyor olması tamamen baştan sonuçsuz kalmaya mahkum bir müzakere oluyor.” diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Çelik, “Cumhurbaşkanı’mızın daveti baki. Herhalde bir şekilde bu meseleyle ilgili olarak bu dönem yurt dışına çıkarsa sadece Türkiye’yi ziyaret eder diye düşünüyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üzerinden yapılan yorumlar

Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne işaret edilerek, “Seçimden sonra Türkiye tekrar Batı’yla ve ABD’yle daha dinamik politikalar uygulayacağı ya da daha yakın temasta olacağı bir sürece mi gidiyor?” sorusuna Çelik, şu yanıtı verdi:

“Bu değerlendirmeleri, analizleri okudum. Yorumları yapanlara bir şey söylemem. Kabinenin konfigürasyonunda Batı’yla ilişkileri iyileştirmek gibi bir temanın çıktığını söyleyerek yapıyorlar. Ben bu analizlerin Cumhurbaşkanı’mızı hiç tanımamak anlamına geldiğini değerlendiririm. Kabineye bakarak ‘Türkiye Doğu’ya yaklaşıyor, Batı’ya yaklaşıyor ya da yabancı sermayeye mesaj veriyor veya vermiyor.’ gibi yorumların çok indirgemeci olduğunu düşünürüm.”

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda değerlendirmede bulunan Çelik, “Bugün AB’nin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı olarak Cumhurbaşkanı’mızın katıldığı bir liderler zirvesi yapmaya ihtiyacı yok mudur? Ekmek ve su kadar ihtiyacı vardır.” dedi.

İsveç’in NATO üyeliği

Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açmaya “evet” demesine ilişkin Çelik, Türkiye-İsveç-NATO arasındaki üçlü mutabakat metnine dikkati çekti.

Mutabakat metnindekilerin hayata geçmesi durumunda TBMM’nin konuyu takdir edeceğini söyleyen Çelik, “Takvim çerçevesinde ‘İsveç bu adımları yerine getirmiştir, güçlü bir tatminkar sonuç ortaya çıkmıştır.’ denilirse bizim milletvekillerimiz bunun geçmesi yönünde oy kullanacaktır.” diye konuştu.

Çelik, İsveç konusunun Meclise ne zaman geleceğiyle ilgili soru üzerine, “Yeni döneme kalacaktır. O zamana değerlendirilecektir.” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Liderler Zirvesi’nde ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmeye ilişkin soruyu yanıtlarken Çelik, “Tabii bire bir bilemem. Türkiye’nin, F-16 talebi açısından güçlü bir aşamaya geldiği görülüyor. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da şimdiye kadar yaptığımızın ötesinde yeni bir sayfa açabilecek duruma geldiğimizi ifade eden cümleler kurdu.” diye konuştu.

Çelik, savunma sanayisi dışında ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destek meselesinde başka bir denklem kurduğu takdirde iki ülkenin ilişkilerinin çok daha ivmeli bir sürece girebileceğini ifade etti.

Yunanistan ile ilişkiler

Gelecek dönemde Yunanistan ile ilişkilerin nasıl olacağı sorulan Çelik, Yunanistan ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in yeniden çalışmasına ve konsey toplantısının Selanik’te yapılmasına karar verildiğini anımsattı.

Çelik, şöyle konuştu:

“Hükümetler bir araya geliyor. Yunanistan’la meseleyi tansiyonsuz götürmemiz lazım. Adaları silahlandırdığınız zaman yapacak bir şey yok. Adaların silahlandırılması meselesi diğer meseleleri de kilitleyen çok yüksek bir tansiyon üretiyor. Batı Trakya’daki Türk azınlığının hak ve menfaatlerinin korunması, hukuklarına saygı gösterilmesiyle ilgili sürekli tartışıyoruz. Dedeağaç’a üs yapmaya kalkarsanız, Akdeniz’de insanları öldürmek için botları şişlemeye devam ederseniz ya da adaları silahlandırırsanız başka bir şey olur.”

“Vize serbestisi meselesi daha kolay çözülebilecek bir meseledir”

Sözcü Çelik, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO’daki temaslarının ardından AB vize serbestisi ve Gümrük Birliğinin güncellenmesiyle ilgili bir gelişme olur mu?” sorusu üzerine, “Burada ilk atılacak stratejik adım Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisi meselesidir. Vize serbestisi meselesi daha kolay çözülebilecek bir meseledir. Bu iki konunun daha da hızlanacağını düşünüyorum.” cevabını verdi.

Son günlerde yaşanan gelişmelerin Rusya-Türkiye ilişkileri ve Tahıl Koridoru Anlaşması’nı nasıl etkileyeceği sorulan Ömer Çelik, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye-Rusya ilişkilerinin ritminde bir olumsuzluk ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Tahıl Koridoru Anlaşması da birkaç kere hafif bir türbülansa girdi. Ama sonuçta liderlerin iradesiyle tekrar yoluna girdi. Cumhurbaşkanı’mızın hassasiyetinin Putin tarafından da paylaşıldığını görüyorum. Özellikle bu meselede, savaşın geriliminin parantezinde tutarak fakir ülkelerdeki açlık durumunun, krizin derinleşmemesini sağlama yönünde bir irade var. Her halükarda çok büyük bir kriz beklemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’mız ile Sayın Putin arasında bir temas olacaktır.”

Enflasyonun tek haneye inmesi

Ekonomideki gelişmelere ilişkin soru üzerine Çelik, yeni hükümetle kurulan yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu programın istikrarlı şekilde ilerlemesinin önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu programın neticelerinin alınmaya başlandığını söylediğini belirten Çelik, “Dolayısıyla siyasal iradenin gücü, ekonomi yönetiminin bu programı titizlikle uygulaması neticesinde bu sıcak gündemin peyderpey daha soğuyacağını düşünüyorum.” dedi.

Enflasyonun tek haneye inmesinin kendileri açısından hayal olmadığını ifade eden Çelik, bunu geçmişteki gibi bu sefer de gerçekleştireceklerini kaydetti.

Yerel seçimler

“Yerel seçimlere MHP’yle birlikte mi gideceksiniz? Diğer bileşenler de katılacaklar mı? Buna dair görüşmeler var mı?” sorusunu yanıtlarken Çelik, bu konuda değerlendirme yapmak için henüz erken olduğunu söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için partilerinde konuşulan ismin olup olmadığına ilişkin soruya Çelik, “Partide isim konuşulmuyor. Nihayetinde bu işlerle ilgili çalışan heyetler prensipleri oluşturmaya çalışıyorlar.” yanıtını verdi.

Bir başka soru üzerine Çelik, İstanbul’un hasret kaldığı hizmet siyasetine kavuşacağını belirterek, “Kazanacağımızı düşünüyorum tabii ki.” dedi.



Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.