Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri nedeniyle ertelenen İYİ Parti’nin 3’üncü Olağan Kurultayı bugün yapılıyor.
Yeni dönemde izlenecek yol haritasının belirleneceği kurultayda, partinin yönetim kadrosu da yeni şeklini alacak.
Genel Başkan Meral Akşener‘in yeniden aday olacağı kurultayda, 50 üyeden oluşan Genel İdare Kurulu da belirlenecek.
Kurultayda, Merkez Disiplin Kurulu da belirlenecek ve 1350 delege oy kullanacak.
“SİYASET ESNAFININ RAHATINI BOZDUK”
Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
“5,5 yıl önce bu partiyi kuramazsınız dediklerinde kuracağız dedik, kurduk. Bu parti yaşamaz dediklerinde yaşatacağız dedik, yaşattık. Milletimizin sesi olacağız dedik, olduk. Siyasetin alışılmış düzenini bozduk. Siyaset esnafının rahatını bozduk. Milletin iradesine göre değil, kendi egosuna, kendi çirkinliklerine göre siyasete yön vermeye heveslenen nobranların, sahtekarların tezgahlarını bozduk. Milletimizin sesine kulak vermek için il il gezdik. Sosyalleşmek için gezmedik. Kapıları çalarak, milletimizin derdini dinleyerek, sosyalleşip dedikodu etmek için değil, milletimizin sesini dinlemek için dükkanları, evleri dolaştık.
Dedikodu yapmak, iftira etmek, hakaret etmek yerine kapı zillerini çaldık. Biz daima hakikatin peşinden gittik. Şartlar ne olursa olsun hakikati söylemekten kaçınmadık. Yapılamaz denilen her şeyi yaptık. Aşılamaz sanılan engelleri aştık. Bu yüzden İYİ Parti, dengesi bozulan siyasetin su terazisidir. İki yumruk arasında sıkıştırılan milletimiz için yaşam odasıdır. Kişisel ihtiraslara mahkum edilen milletimiz için çıkış kapısıdır.
İYİ Parti; ben varsam her şey var, ben yoksam yansın bu dünya, yıkılsın Türkiye değil, nefsinin peşinden değil, nobranlara karşı buradayım diyenlerin partisidir.
Milletimizi geçmişin kavgalarına hapsetmeye çalışanların karşısında İYİ Parti bugündür, yarındır, zengin bir Türkiye’dir. Cesaret kemerini kuşanan vatan sevdalılarıdır. İftiracıların, ahlaksızların, egosantriklerin değil, Türkiye için ölümü göze alan cesurların partisidir.
Bana iki şey bu ülkede söylenemedi, kendi arkadaşlarım söyledi. Affetmeyeceğim. Hesaplaşacağım.
“HAYATIMIN EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI”
Sandığa gelmeden evvel büyük seçime gelmeden evvel parti içindeki sandıklardan konuşalım. Ben Genel Başkan seçildikten sonra çeşitli yöntemlerle demokrasiyi oluşturmaya çalıştım. 2 kere kurultayda blok liste oluşturdum, itiraz ettiniz. Sonra tam, tam, tam insan işaret etmeden, ne deniyor, çarşaf yaptım. Çarşaf listede anahtar listeler ortaya çıktı seçilemeyenler itiraz etti. Anladım ki o gün benim görevim itiraz seçtirmekmiş.
Başka hakkım, hukukum yokmuş. Sonra 100 kişilik diğer başka insanların aday olabileceği yarı çarşaf yaptım. Orada da çok ağır çirkinlikler yaşadım. Kurultaylar hesaplaşma yeridir. Ben de siz de hesap vereceğiz. Kurultaylar herkesin hesap verme yeridir. Öyle çirkinlikler yapıldı ki günlerce uyuyamadım. Öyle pislikler oldu ki tekrar edemeyeceğim. Gördüm ki olmuyor. Herkes her şeyi istiyor, yetmiyor. Vekil olunuyor yetmiyor. GİK olunuyor yetmiyor. Genel Başkan Yardımcılığı isteniyor…
6’lı masa ortaya çıktı. Önce bu parti seçime girebilsin diye CHP’den 15 vekil istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır.
“KUYRUK SİYASETİ” MESAJI!
Hesap veriyoruz… Savaşmalıydık. Bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik. Savaşmadık, savaşmadık. Sayın Kılıçdaroğlu’na tekrar teşekkür ediyorum ama o gün bugün 15 vekilin bedelini ödemeyemedik. Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş. Psikolojik olarak kendimizi kötü hissettik. Ben kendimi aşağılanmış hissettim. hayatımın hiçbir döneminde hissetmediğim kadar kötü hissettik. Ben savaşmayı severim. Kafamla kellemle top oynamayı severim. Yapamadık. 28 Şubat’ta oynadım şu kadar onurum olmadı. Tayyip Erdoğan’la ters düştük, şu kadar umurum olmadı, korkum olmadı. Her hafta ben tutuklandım. Can-baş uğruna dedim, şu kadar korkum olmadı. Cesaretimiz olmadı, savaşmadık, 15 vekil aldık. Bu kuyruk siyasetine mâl oldu. Bu aynı zamanda Türkiye’ye büyük bir iyilik yaptı. Demokrasinin ne kadar önemli olduğunu, iş birliği konusunda CHP’ye sağda bulunan her renkten insanların ön yargılarının değişmesine neden oldu. Bu değişme 6’lı Masa’yı Millet İttifakı’nı getirdi.
“BENİ EN ÇOK ÜZEN ŞEY…”
Tüm başarısızlık varsa sorumluluğu benimdir. Başarı varsa sorumluluk sizindir. Şimdi demokrasi mi diyorsunuz? Demokrasiyi öğreneceğiz. Oturduğunuz yerden ahkam kesmek kolay değil. Kılıçdaroğlu’na gittik. 2 parti yerel seçimlere birlikte gittik ve başarı çıktı. Beni en çok etkileyen, en çok üzen ne oldu biliyor musunuz? ‘İstanbul’un seçimini biz değil HDP kazandırdı…’ Yuh muh yok. Bugün hesaplaşıyoruz. Hesap veriyorum sonra hesap soracağım. Bu partide artık şımarıklık bitmiştir. Hadsizlik bitmiştir. Saygısızlık bitmiştir.
“NE YAPTIM BEN?”
Sonrası çok ilginç, biz hariç herkes kazanmayı sağladı. O gün anladım ki İYİ Parti, önemli bir kesim tarafından tehdit görülen, sadece iktidar değil muhalefetin bir bölümü tarafından da tehlike görülen bir partidir. Anladım ki İYİ Parti milletin partisidir. Sonra seçim geldi… Demokrasi hassasiyeti yüksek bugün bize hakaret eden muhteremlere söylüyorum; ne yaptım ben? Ön seçim istedim. Sürenin çok az olduğu söylendi. Sonra tüzüğün bir maddesinin bazı şartların yerine gelmesi nedeniyle mümkün olmadığı söylendi. Her şeye rağmen sonuçlarına uyacağım bir temayül istedim.
Heyet kurdum, bu sonuçlar geldi mümkün olduğunca uydum. 16 ilde ön seçim yapmışız. Temayülde geride çıkan arkadaşlarımız bu meselede sıra satmaktan tut her türlü ahlaksızlığı öne koyan açıklamalar yaptılar. Sonuç? Sonuç arkadaş 17’de çıkmış. Madem kurucusunuz niçin siz bugüne kadar o üyenin kendisine ulaşmadınız? Bizimle ilgili ahlaksız görüşleri olan medyada partimizi yerle bir ettiniz. Siz kim Türk milliyetçiliği kim? Saygısızlar.
“BANA KALA KALA KURA KALDI; AYIP BE!”
Bugün kongre var. Oy kullanacaksınız. Benim 3 hakkım var. Bir çarşaf, iki yarı çarşaf, üç blok. Ama şimdi yanımda bir şey var. Bu ne biliyor musunuz? Bütün üst kurul delegelerimizin, milletvekillerimizin ismi olan bir torba. Bana kala kala kura kaldı. Ayıp be ayıp. Kura mı çekeyim ben? Vekilleri kura ile mi belirleyeyim. GİK’i kura ile mi belirleyeyim? Ne istiyorsunuz kardeşim? Saygısızlar! Ne istiyorsunuz?
Hesabımızı bugün ortaya koyduk yarın göreceğiz. Bundan sonra partimize saygısızlık eden, sosyal medyadan oradan buradan zarar vermeye kalkışan herkes hakkında bizzat gereğini ben yapacağım.
“İNSAFINIZ KURUSUN”
Bir aydır ben konuşmuyorum. O gece konuştum daha sonra konuşmadım. Önce Kılıçdaroğlu’nun üzerine yürüdüler. Tırnak içinde bahsettiğim kanaat önderleri, elitler… Sonra baktılar ipin ucu kaçtı dengelemek lazım, birden bire olağan şüpheli Akşener ve İYİ Parti gündeme geldi. Biz çalışmamışız onun için seçim kaybedilmiş. 45 ilde Sayın Mansur Yavaş ile büyük çoğunluğu olan CHP’den bir kişinin çağrılmadığı kendi seçmenimizin yer aldığı mitingler yaptık. 54 noktada bizzat çalıştık. Şehirlerde adaylarımız ‘Bir oy Meral’e bir oy Kemal’e’ diye oy istediler. Bütün bunlara baktığınız zaman insafınız kurusun.
“SİZE HAYATTA BAŞARILAR DİLİYORUM”
Anlıyorum eşitlemeye çalışıyorsunuz, korktunuz dengeliyorsunuz. Aynı ‘İstanbul’un kazanılmasının sebebi HDP’dir’ dediğiniz gibi. İyi bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum. Bunlara alışmalısınız, önceliğimiz parti aidiyetidir. Bunu hissetmeyenler kapı burada. İki bizim medyamız yoktur, muhalif medya da bizim değildir. Muhalif medyanın mensupları da bizim değildir. Bize hakaret edilmenin, bize yanlış yapmanın hiçbir yaptırımı yoktur. Biz yapayalnız sadece milleti ile el sıkışmış tek siyasi organizasyonuz.
“MİLLETİ KÜÇÜMSEYEN SİYASETİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Siyasette durduğumuz yeri başkalarına göre değil, milletimizin beklentilerine göre belirleyeceğiz. Milleti küçümseyen siyaseti değiştireceğiz. Seçim kazanmayı koltuk kazanmaya indirgeyen siyaseti değiştireceğiz.”