◊ Onur Baştürk:
Mümkün. İlk görüşte etkilenebilir, bir anda çarpılabilirsin. Sadece bu, yaş ilerledikçe azalıyor galiba. Çünkü o zaman “tecrübe” denen şey seni engelliyor. Nurgül Yeşilçay’la Selim Bayraktar’ın oyunculuğunu da tam not veriyorum
◊ Orkun Ün:
Bence yok ilk görüşte aşk diye bir şey. Ee gördün diyelim tamam. Ya tanıdıkça nefret edersen, ya sohbetini beğenmezsen, ya yaşam tarzı sana uymazsa? O zaman ne olacak? Zamana yayılan aşkları, sevdaları daha kıymetli bulurum ben. Bu arada “Veda Mektubu” iyi dizi olmuş, izlemeyenlere öneririm.
◊ Savaş Özbey:
Ben her ikisini de yaşadım, her ikisi de mümkün. İlk görüşte âşık olup 2 sene peşinden koştuğum da var, sakin başlayıp sonradan demlendiğim daha çok. Ama bazen ben pişene kadar karşı taraf soğumuş oluyor… Ayrıca şunu söyleleyim, dizideki genç oyuncuların performansına büyük alkış.
◊ Ömür Gedik:
Eskiden, ben çok çocukken vardı da hâlâ var mı şüpheliyim. İlk görüşte âşık oldum diyene “Karşı cinste aradığın tek şey güzellik ya da yakışıklılık mı” diye de sorası geliyor insanın tabii. Diziye gelince, çekimler çok başarılı. Tüm teknik ekibi tebrik ediyorum.
Yasımız taze
Depremden bu yana Magazin Konseyi ilk kez toplanıyor. Nasıl yaşadınız bu süreci?
◊ Ömür Gedik:
Depremin ilk gününden itibaren HAÇİKO Derneği olarak bölgede hem insani hem de hayvanlar için yardım çalışmalarında bulunduk, bulunmaya da devam ediyoruz. Önümüzdeki 1 yıl boyunca çözüm ortaklarımızla birlikte deprem bölgelerine yardım göndermeye devam edeceğiz. Yaşadık bitti diyemeyiz çünkü. Hemen unutur, oradan uzaklaşır, elimizi eteğimizi çekersek hem kaybettiklerimize hem de geride kalanlara büyük haksızlık etmiş oluruz.
◊ Savaş Özbey: Önce şok… Depremden 11 saat sonra bölgedeydim. Hayatımda hiçbir yerde böyle bir yıkım görmedim. Sonra çaresizlik… O insanlar için, enkazdakiler için hiçbir şey yapamamanın çaresizliği. Artık kırıklık ve kaygı… Atlatamıyorsunuz ve bundan sonra olabilecekler için endişeleniyorsunuz.
◊ Onur Baştürk: Süreci sürekli haberleri takip ederek ve depremden etkilenen arkadaşlarımın ailesine yardım etmeye çalışarak geçirdim. Umarım bir daha böyle bir felaket yaşamayız.
◊ Orkun Ün: Halen yaşıyoruz o süreci. Halen yasımız taze. Gözyaşlarımız durmadı. Durmayacak gibi bu gidişle. Ben çok olay gördüm, haber muhabiriyken. Bizzat yerinde de yaşadım. Ama böyle bir acıya hiç tanıklık etmedim. Umarım bu felaketten herkes payına düşeni alır ve yoluna öyle devam eder.
İsyanında haklı mı?
Melek Mosso, 6 bin 700 liralık doğalgaz faturasına isyan etti. Sizce evde hamam işletiyor olabilir mi?
◊ Orkun Ün: Hamam mı işletiyor, buhar odası mı var ya da Fin hamamı mı; hiç bilmiyorum ama var bir şey belli. Yok yere gelir mi yahu öyle fatura! Gelecek ay biraz kıssın, hatta kullanmadığı odalardaki petekleri falan kapatsın Melek Mosso. Bakalım ortaya nasıl bir sonuç çıkacak…
◊ Savaş Özbey: Herkesin faturası yüksek ve cep yakıyor ama Melek Mosso’nunki biraz abartılı olmuş. “Evim büyük” diyor. Kaç dönüm acaba? Balkonu, terası falan da mı ısıtıyor yoksa? Çünkü doğru dürüst hiç kış yapmadı ki bu sene.
◊ Ömür Gedik: Evin büyüklüğüne ve ne kadar yaktığına bakıp öyle karar vermek lazım. Benim gibi kapıyı açıp kediler istedikleri zaman dışarı da çıksınlar mantığıyla bahçedeki kedi kafesini de ısıtmaya kalkıyorsa bu para normal olabilir.
◊ Onur Baştürk: Doğalgaz faturaları artık 1500’den aşağı gelmiyor. Az yaksan da öyle. Ki ben de fazla üşümem ve az yakarım. Buna rağmen gelen faturalar inanılmaz. Melek Mosso ise belli ki normale göre daha fazla üşüyor. Kombiyi çok yakmış olabilir. Bu illa hamam işlettiği anlamına gelmez. Hatta böyle diyerek dalga geçmek hiç hoş değil. İsyanında haklı yani.
Hande’nin peşinden çok koşmuş
Aşklarını hep inkâr eden Hande Erçel ve Hakan Sabancı, Paris tatili dönüşü havalimanında görüntülendi. Nasıl görüyorsunuz bu aşkın istikbalini?
◊ Ömür Gedik: Yorum yapamadım bu konuya. Zaman içinde hep birlikte görürüz ne olacağını.
◊ Savaş Özbey: Hakan Sabancı bir playboy. Hande Erçel ise ilişki insanı. Söylenene göre peşinden epey koşturtmuş yeni sevgilisini. Belli ki ciddiyetinden emin olduktan sonra izin vermiş yanaşmasına. Zaten Hakan Sabancı da teyit etti bunu. Bu, güzel bir başlangıç. Ama güzel başlayan şey güzel sürecek diye de bir garanti yok tabii.
◊ Onur Baştürk: Pek göremiyorum galiba bir gelecek. Ayrıca her ilişkinin de bir “geleceği” olması gerekmiyor. Anı yaşarsın, akışa bırakırsın. “Ciddi ilişki” diyerek kasmaya gerek yok.
◊ Orkun Ün: Hiçbir zaman hiçbir aşkın istikbali hakkında yorum yapmak istemem. Bilemezsin çünkü. Hiç ummadığımız insanlardan müthiş sadakatli ilişkiler de çıkabiliyor. O yüzden bekleyip görelim nereye evrilecek bu iş.
Berrak’ın zaferi
Berrak Tüzünataç, 2010’da Şahan Gökbakar’la evinin terasında çekilen görüntüleriyle ilgili AİHM’de açtığı davayı kazandı. Zaten 13 yıl olmuş, gören de görmüş fotoğrafları. Sizce amacı ne?
◊ Savaş Özbey: Görülen görülmüş ama bundan sonra kendisinin ya da başkasının başına gelmemesi için, mahremiyete saygı gibi bazı kuralların oturması için gitti sonuna kadar. Ve bir zafer kazandı. Ama eminim, kendisi de bazı dersler çıkarmıştır bu olaydan.
◊ Onur Baştürk: Berrak’ın inadına ve sabrına hayran kaldım. Başkası olsa uğraşmazdı. Bana kalırsa amacı, bu konuda yapılan “gizlilik ihlali”ydi. Onu da kanıtlamış oldu.
◊ Orkun Ün: Amaç bence ‘hak aramak’. Bir haksızlığa uğradığını düşünüyor ve bu davanın peşini bırakmıyor. Helal olsun. Amacına da ulaştı bakın. AİHM hak verdi Berrak’a. Örnek olsun pes edenlere, “Zaten kaybederim uğraşmayayım” diyenlere.
◊ Ömür Gedik: Haklı olduğunu düşündüğü davada haklılığının onaylanmasını ister insan. Aylar da geçse, yıllar da, bir ömür de peşinde koşar. Berrak da bunu yaptı bence.
Ünlüler deprem bölgesine gitmeli
Nurgül Yeşilçay afet bölgesine giden ünlüler için “İlkyardıma dair bilgileri yok. Neden oradasın? Fotoğraf çektirmek için mi?” dedi. Haklı mı sizce?
◊ Onur Baştürk: Haksız. Oraya giden ünlüler depremzedeler için moral kaynağı oluyor.
◊ Savaş Özbey: İlk günlerde orada gerçekten can pazarı vardı. Kabul ediyorum, ünlülerin gidip ayak bağı olması işleri aksatabilirdi. Ama sonrası için katılmıyorum. Oradaki insanların tanıdıkları, sevdikleri insanları yanlarında görmeye herkesten daha çok ihtiyacı var.
◊ Orkun Ün: Kısmen haklı kısmen de haksız. İlkyardım bilmesine gerek yok oraya gidenlerin. Bir çocuğun yüzünü güldürsünler yeter. Ha eğer onu da yapmıyorlarsa gidip de Instagram’larını bol bol fotoğraf video ile dolduruyorlarsa o zaman yatacak yerleri yok.
◊ Ömür Gedik: Bence ünlüler gitmeli, gitmeye devam etmeli. Bir kişiye bile moral olsalar faydadır.
Bazen temizlik gerekiyor
Uraz Kaygılaroğlu, aralarında Demet Özdemir, Kaan Yıldırım, Aras Bulut İynemli gibi arkadaşlarının da bulunduğu 400 kişiyi Instagram’daki arkadaş listesinden sildi. Detoks mu, bir anda ‘dellendi’ mi?
◊ Orkun Ün: Detoks adı altında gizli bir operasyon bence. Yahu silersin tabii ki takip ettiklerini, çok normal bu, hatta gerekli de. Ben de yapıyorum zaman zaman. Fakat yakın arkadaşlarını da silmezsin be kardeşim. İlginç…
◊ Ömür Gedik: Ben de deprem sürecinde paylaşımlarından hoşlanmadığım, duyarsız bulduğum herkesi çıktım takipten. Bazen temizlik yapmak gerekiyor.
◊ Savaş Özbey: Ben bunun bir sosyal medya detoksu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bütün yazını geçirdiği, birlikte film çektiği arkadaşlarını da çıkarmış listeden.
◊ Onur Baştürk: Detoks ya da dellenme değil, sıkılmış. Bu kadar çok insanın paylaşımına maruz kalmak istememiş.
Zarafeti ve görgüyü öğrettiler
İlber Ortaylı, yayın bitti sanarak Naci Görür için “Bizim Celal’den (Şengör) daha iyi” dedi. Ama sonra arkadaşlar arasındaki bu krizi birbirlerine çok zarif iltifatlarla çözdüler. Ne öğrendik bu üçlüden?
◊ Savaş Özbey: Arka planda ne olup bittiğini, Celal Şengör’ün yakın arkadaşı İlber Hoca’ya neler ettiğini bilmiyoruz tabii. Ama dışa yansıttıkları; olgun, nazik ve eğitimli insanların bir krizi nasıl da birbirlerini taltif ederek halledebildiklerinin uygulamalı dersi gibiydi. İlber Hoca da madem aklına gelen dilinde biri, bari biraz tedbirli davransa. Bu kaçıncı canlı yayın kazası…
◊ Ömür Gedik: Ben hayatımda bu kadar tatlı dedikodu yapan birini görmedim. Zaten hepsi zarif insanlar, iltifatla çözmelerine hiç şaşırmadım.
◊ Onur Baştürk: Zarafeti, görgüyü, dayanışmayı ve gerçek arkadaşlığı öğrendik bu üçlüden…
◊ Orkun Ün: Edep, adap, eski topraklık! Bunları öğrendik. Bence arkadaşlarıyla kavga edenler bu üçlüyü örnek alsınlar. Sorun morun kalmaz ortada.
Onların yerinde genç kuşaktan birileri olsaydı yemin ediyorum ortalık yıkılmıştı, hakaretler falan havada uçuşmuştu.