‘Her afet hem de bir çocuk hakları krizidir’

featured

Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2023 07:00

Deprem bölgesinde yaşayan çocukların bir an önce ‘normal’ yaşama dönmeleri için çalışan kurumlardan UNICEF’in Türkiye İletişim Bölüm Başkanı Sema Hosta: “Çocukların travmayı resimle, müzikle, şarkı söyleyerek, çeşitli oyunlar oynayarak atmaları gerek.”

Afet bölgesindeki öncelikli konuların başında çocukların sağlığı ve korunması geliyor. Evini kaybeden binlerce aile geçici barınma alanlarında yaşam mücadelesi verirken çocukların gereken psikososyal desteği alması en az su, yemek kadar hayati . Bölgede gerekli adımları atmaya başlayan UNICEF’in çalışmalarını Türkiye İletişim Bölüm Başkanı Sema Hosta’yla konuştuk.

* Afet bölgesindeki çocuklar için öncelikli çalışmalar nasıl olmalı?

Bir afet olduğu zaman, bu ister tabiattan gelen ister insan eliyle yapılmış bir kriz, bir savaş olsun, en büyük faturayı her zaman çocuklar öder. Her afet, bir çocuk hakları krizidir. Dolayısıyla çocuk hakları mutlaka önceliklendirilmeli. Çocukların bir an önce normal yaşama geçmeleri için hemen başlarını sokabilecekleri bir çatı, yiyecek yemek, hayat kurtaran malzemeler sağlanmalı. Aynı hızda en az bunlar kadar elzem olan psikososyal destekten faydalanmaları lazım. Çocukların bulundukları bölgelerde bir araya getirilmeleri, uzmanlar eşliğinde içinde bulundukları travmayı resimle, müzikle, şarkı söyleyerek, çeşitli oyunlar oynayarak atmaları gerek. Hemen sonrasında okula dönmelerini, okul ortamı olmasa da öğrenmeye başlamalarını sağlamak gerek. Bir çocuğun tüm odağı ve normali okuldur. Okulda arkadaşlarıyla öğretmenleriyle geçireceği zamandır. Bunun için kurulan çocuk dostu alanlar, anne-babalar için de çok önemli. Çocuğunun güvenli bir yerde olduğunu, destek aldığını bilmek travma yaşayan ebeveynler için de büyük bir rahatlama demek oluyor çünkü.

* UNICEF Türkiye neler yapıyor şu an?

Biz depremin etkilediği bölgelerde zaten çalışma yürütüyorduk. UNICEF bir Birleşmiş Milletler kuruluşu ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetleriyle 1951 yılından bu yana çalışıyor. Marmara ve Van depremlerinde de
görev aldık. Karşılıklı güvenimiz ve birlikte çalışma deneyimimiz olduğu için hızlı hareket edebildik. Önce çocuk koruma faaliyetleri devreye girdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla, AFAD ve Göç İdaresi Başkanlığı’yla birlikte çocuk dostu, güvenli alanlar için harekete geçtik. İhtiyaç duyulan kritik malzemelerin sağlanması önemliydi. Anne-bebek, çocuk, aile hijyen kitleri, aile ya da çocuk yolculuk yapacaksa bunun için özel tasarlanmış hijyen kitleri temin ettik. Kıyafet ihtiyacı çok fazlaydı. Bunları sağladık. Psikososyal destekte hızlıca büyük sayılara ulaşmış durumdayız. Ancak bölgede 2.5 milyon çocuğun acil ihtiyacı var. UNICEF olarak gereken bağış rakamınaulaşmak ve planladığımız çerçevede ilerlemek için gece gündüz çalışmayı sürdürüyoruz.

‘Eğitmenlere ihtiyaç var’

* Önceliğiniz çocukların oyalanması değil, hızla eğitime başlanması yönünde…

Evet oyalamak değil, hayata ve normale dönmelerini sağlamak diyelim. Milli Eğitim Bakanlığı’yla yakın temasta çalışıyoruz. Okula dönüş ya da okullaşmayla, öğrenmeyle ilgili bir süreç yürütüyoruz. 

* Gönüllük süreci nasıl işliyor?

Çok eğitmene ihtiyaç var elbette ama bizim için sertifikasyon çok önemli. Koruma bölümümüz ilgili bakanlıklar kanalıyla bizim eğitimimizden geçen gönüllüleri bize yönlendirebiliyor. Eğitmenlerin bakanlık tarafından gelmesini arzu ediyoruz. Çünkü hiçbir şekilde risk alamayız.