Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Erkek egemen bir dünyada kadınların tüm zorlukları aşıp en az erkekler kadar başarılı olabileceğine dair pek çok unutulmaz kadın hikâyesi örneği verebiliriz. İşte Margaret York da o güçlü kadınlardan biri.
Geçtiğimiz günlerde 80 yaşında hayatını kaybeden Margaret York, ‘erkek dünyası’ olarak görülen polislik mesleğinde kadınlardan oluşan ekibiyle birlikte pek çok cinayeti aydınlattı. Los Angeles Polis Departmanı’nın ilk kadın başkan yardımcısı olarak tarihe adını yazdırmayı başaran Margaret York, 80’li yılların popüler televizyon yapımlarından ‘Cagney & Lacey’ adlı polisiye dizisine de ilham olmuştu. Margaret York’un hayat hikâyesi sizi de etkileyecek.
KADIN POLİSLER SADECE MASA BAŞI İŞLERLE İLGİLENİYORDU
Margaret York’un hikâyesi ABD’de 1982’den 1988’e kadar 7 sezon süren ‘Cagney & Lacey’ adlı polisiye diziye ilham vermişti. York, kadın polislerin çoğunlukla sadece masa başı işlerle sınırlandığı bir dönemde bütün ön yargıları yıktı. Onun için pek çok kişi “Sahada yapamaz” dedi ama o başardı ve başarılarla geçen bir kariyer sonunda Los Angeles Polis Departmanı’nın ilk kadın başkan yardımcısı oldu. Peki, bu başarı hikâyesi nasıl başladı, York adını nasıl dünyaya duyurdu? Margaret York, çok sevdiği polislik hayalini gerçekleştirmek için ilk olarak 1965 yılında Los Angeles Polis Departmanı’nda çalışmaya başladı.
York’un ilk işi telefon operatörlüğüydü. Ardından bir polis akademisinde eğitim almaya başlayan York, 1968’de polis ekibine dahil oldu. York’un o dönemde polislik mesleğinde parlak bir geleceğinin olması, pek de mümkün gözükmüyordu. Eşinden boşanmıştı ve üç çocuklu bir anneydi. Bir yandan mücadele gerektiren bir işi sürdürürken diğer yandan da çocuklarını büyütmek ve iyi bir anne olmak için çaba gösteriyordu. Uzun uğraşlar sonucunda dahil olduğu ekipte kadın polisler ya çoğunlukla masa başı işlerle ilgileniyordu ya da zorlu olmayan dedektiflik işlerine atanıyordu. Kadın polisler o dönemde çavuş rütbesinin ötesine geçemiyor, erkek subayları yönetmelerine ise izin verilmiyordu.
ERKEK POLİSLER KADIN MESLEKTAŞLARIYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORDU
1970’li yıllara gelindiğinde ise Margaret York, kendisi gibi bir başka kadın dedektif olan Helen Kidder’la çalışmaya başlamıştı. İkilinin bir araya gelmesi aslında biraz da zorunlu bir birliktelikti. Çünkü o dönemde erkek polisler kadınlarla birlikte çalışmak istemiyordu. Margaret York ise meslektaşı Kidder’la birlikte başarılardan başarılara koşuyordu. Birlikte pek çok cinayeti aydınlatarak adeta çığır açan York ve Kidder, hem kolaylıkla suçluların suçlarını itiraf etmesini sağlıyor hem de birlikte birçok zorlu cinayeti çok kısa sayılabilecek bir zaman diliminde çözüyorlardı. İkili departmanın en yüksek suç çözme ve itiraf alma oranına sahip ekiplerinden biri olmayı başardı.
Margaret York, meslektaşı Kidder’la birlikte yakaladıkları başarının tesadüf olmadığını düşünüyordu. York’a göre şüpheliler onları bir ‘anne figürü’ olarak görüyordu. Kadın olmalarından ötürü şüpheliler çok daha rahat davranışlar sergiliyordu ve bu durum da York ve Kidder’ın cinayetleri çözmede işini kolaylaştırıyordu. York, o günleri şöyle anlatıyordu: “Şüpheliler bizim kadın olmamızdan ötürü daha rahat konuşuyorlar ve çeşitli bilgiler veriyorlardı. O bilgilerle bizim neler yapabileceğimizin farkında değillerdi, bizim bu bilgilerle ne yapacağımızı bilemeyecek kadar aptal olduğumuzu düşünüyorlardı.”
7 SEZON SÜREN O DİZİYE DE İLHAM OLDU
Margaret York’un Los Angeles Polis Departmanı’nda yakaladığı başarı ulusal çapta da yankı uyandırmaya başlamıştı. Takvimler 1982 yılının 25 Mart’ını gösterdiğinde CBS kanalında yayın hayatına başlayan ‘Cagney & Lacey’ adlı polisiye dizisi ondan ilham almıştı.
İki kadın polisin maceralarını anlatan ve 1988’e kadar tam 7 sezon devam eden dizide Christine Cagney karakterini Sharon Gless, Mary Beth Lacey karakterini ise Tyne Daly canlandırıyordu. Mary Beth Lacey karakterinin Margaret York için önemi büyüktü. Çünkü dizideki bu karakter Margaret York’u temsil ediyordu. Christine Cagney karakteri hayatının merkezine kariyerini koyarken Mary Beth Lacey karakteri ise tıpkı Margaret York gibi çalışan bir anneydi.
ÇİZİLEN ‘BAŞARILI KADIN’ İMAJINI PROBLEMLİ BULDU
Margaret York, popüler kültürün göbeğindeki bir diziye ilham olmasını ise şaşırtıcı bir şekilde pek de onaylamadı. Margaret York’a göre dizideki kadın dedektiflerin canlandırılma şeklinde bir hata vardı. York, dizinin çok fazla New York odaklı olmasından rahatsızlık duyuyordu. Ancak ona göre dizideki asıl problem ‘başarılı kadın’ imajındaydı.
Margaret York, dizideki kadın karakterlerin tıpkı erkekler gibi düşündüklerini ve davrandıklarını, karakterlerin ‘kadın polis’ olmanın farkını ve avantajını yeterince iyi yansıtamadığını düşünüyordu. Peki, Margaret York’a göre bu dizi hiç mi başarılı değildi? Elbette başarılı bulduğu bir kısım vardı. York’a göre dizi, kadınların iş hayatında erkeklerin bir adım gölgesinde kalmasını ve iş hayatındaki cinsiyet ayrımcılığını oldukça doğru yansıtıyordu.
YILLAR SONRA ÜNİVERSİTEYE GİRDİ VE YÜKSEK LİSANS YAPTI
Gelin tekrar bu hikâyenin en başına gidelim, en önemli eksik parçaları tamamlayalım… Margaret Ann Mandley, ABD’nin Ohio eyaletinin kuzeydoğusundaki Canton kentinde 4 Ağustos 1941’te doğdu. Annesi ve babası çiçekçiydi. 13 yaşındayken ailesiyle birlikte Los Angeles’a taşındı. İlk evliliğini Donald York’la yaptı. York’tan boşandıktan sonra yıllar boyunca hayalini kurduğu Los Angeles Polis Departmanı’na katıldı. 1980’de o zamanlar genç bir savcı olan Lance Ito ile gecenin üçünde bir cinayet soruşturması sırasında tanıştı ve Ito ile 1981 yılında hayatını birleştirdi.
Los Angeles Polis Departmanı’nda erkek egemenliğini yıkarak kariyerinde hızlı adımlarla yükseldi ve 2000 yılında bölümün ilk kadın başkan yardımcısı oldu. Görevini başarıyla sürdüren York, 2002 yılında polislikten emekli oldu. Bir yandan mesleğine devam ederken diğer yandan da liseden sonra yarım bıraktığı eğitim hayatına devam etti. Savcı Lance Ito ile evliliği sırasında üniversite hayalini gerçekleştiren York, 1985 yılında Los Angeles yakınlarındaki Redlands Üniversitesi’nde işletme bölümünü bitirdi. 1992 yılında ise Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde kamu yönetimi alanında yüksek lisans yaptı. Eşi Lance Ito onu, “Hem bir anne hem de meşgul bir profesyonel” olarak tanımlıyordu.
CİNSİYET AYRIMCILIĞIYLA MÜCADELEDE SEMBOL BİR İSİM
York, emekli olduktan sonra Los Angeles İlçe Kamu Güvenliği Ofisi’nde başkan olarak hizmet vermeye devam etti. Uluslararası Polis Şefleri Birliği’nde danışman olarak çalıştıktan sonra kendi danışmanlık ve soruşturma firmasını kurdu ve Los Angeles Polis Departmanı’nda görev yapan pek çok genç kadına ışık olarak meslektaşlarına danışmanlık yaptı. Margaret York, hayatı boyunca pek çok hayırsever çalışmaya da imza attı. Başta Amerikan Kanser Derneği olmak üzere çeşitli kurumlarda görevler üstlendi, Meksika’da yardıma muhtaç kadınlara barınma ihtiyacını sağlamak gibi kampanyalar düzenledi.
17 Ekim 2021’de Los Angeles’taki bir hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden Margaret York, hayatı boyunca erkek egemen bir dünyada kadınların tüm zorluklara rağmen başarılı olabileceğini kanıtlaması bakımından önemli bir figürdü.
Ölümünden sonra yıllarca çalıştığı Los Angeles Polis Departmanı’ndan Ruby Flores’in şu sözleri York’un hayatını özetler gibiydi: “York, kadınların geleneksel rollerine meydan okumaktan korkmuyordu. Departmanımız onun zekası ve bilgeliği olmadan çok eksik. Dev bir kadını kaybettik ama mirası hep bizimle birlikte…”