GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul – Dinamik Erozyon Modeli ve İzleme Sistemi verilerine göre Türkiye’de yüzölçümünün yüzde 60.28’sinde çok hafif, yüzde 19.13’ünde hafif, yüzde 7.93’ünde orta, yüzde 5.97’sinde şiddetli ve yüzde 6.7’sinde çok şiddetli erozyon görülüyor. Türkiye’de yer değiştiren toprağın yüzde 38.71’i tarım alanlarında, yüzde 4.17’si orman alanlarında ve yüzde 53.66’sı mera alanlarında bulunuyor. Yerinden oynayan toplam toprak miktarının en fazla olduğu havzalar Fırat-Dicle, Kızılırmak ve Sakarya havzaları. Toprak miktarına göre Çoruh, Doğu Akdeniz ve Asi havzaları öne çıkıyor.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, iklim değişikliğiyle artan sağanak yağışlar, yaşanan sel gibi felaketlerin erozyonun şiddetini artırdığını söyledi. Ataç, dünyada her 5 saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgârla erozyona uğradığını, Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprağın erozyonla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Toprağın çeşitliliğini ve üretkenliğini kaybettiğini söyleyen Ataç, “Geleceğin gıda güvenliği riskini artırıyor” dedi. Arazi tahribatına neden olan bu faaliyetlerin iklim değişikliğinin önemli rolü bulunduğuna işaret eden Deniz Ataç, şunları dedi:
“Atmosferdeki karbon birikiminin yüzde 23’ü arazi tahribatından kaynaklanıyor. İklim değişikliğiyle mücadelede toprak karbon stokunun korunması, artırılması en etkili yollardan biri.”
Diyarbakır Orman İşletme Müdürlüğü geçen hafta, kuraklığa bağlı aşınan boş arazilerde erozyonun engellenmesi, barajların ömrünün uzaması için teraslama çalışması yaptı.